Hakkında
Dünyanın en yaratıcı heykellerinden biri olarak nitelendirilen Nehrin İnsanları, yolu Singapur'a düşenlerin mutlaka görmesi gereken bir eser. Chong Fah Cheng tarafından yapılan heykelin teması, denize atlayan çocukların mutluluğudur. Bundan olsa gerek, görenlerde de mutlu bir etki bırakıyor.
Mekanlar
Demo Mekan
Mekan Açıklama
Eserler
Mona Lisa
Mona Lisa (La Gioconda veya La Joconde olarak da bilinir), İtalya'nın Floransa şehrindeki Rönesans sırasında Leonardo da Vinci tarafından kavak bir pano üzerine Sfumato tekniği ile resmedilmiş 16. yüzyıl yağlı boya portresidir. Resim hâlen Paris'teki Louvre Müzesi'nde Francesco del Giocondo'nun karısı, Lisa Gherardini Portresi başlığı altında sergilenmektedir. Tabloda oturmuş bir kadın resmedilmiştir, kadının yüzünün kime ait olduğu hala gizemini korumaktadır.[1] Yüz ifadesindeki belirsizlik, kompozisyonundaki anıtsallık, atmosferdeki ilginçlikler, tablo hakkındaki çalışmaları devam ettirmektedir.[2] Bu tablo, geniş ölçüde...
Ağlayan Kadın
İspanyol ressam, heykeltraş ve sanatçı Pablo Picasso'nun The Weeping Woman (Ağlayan Kadın) 1937 tarihli sürrealist yağlı boya tablosu. Tablo, Picasso'nun Guernica tablosunun devamı olarak nitelendiriliyor. Ancak Picasso, bu eserinde direkt olarak İspanya İç Savaşı'nın getirdiği yıkım ve trajediyi değil, ardında bıraktığı hüzün ve melankoliyi, ağlayan bir kadın imgesiyle anlatıyor. Tablo, 'zulmün evrensel tanımı' olarak da nitelendiriliyor. #
Yıldızlı Gece
Vincent Willem van Gogh , 30 Mart 1853 - 29 Temmuz 1890), Hollandalı ard izlenimci ressam. Batı dünyası sanat tarihinin en tanınmış ve en etkili şahsiyetlerinden biridir. On yıldan biraz fazla bir süre içinde aralarında 860 yağlı boya tablonun da olduğu 2.100 kadar resim ve çizim çalışması üretti ve bunların çoğu yaşamının son iki yılında yapıldı. Bunların arasında manzaralar, natürmortlar, portreler ve otoportreler bulunmaktadır ve modern sanatın temelleri sayılan cür'etkâr renkler ile canlı, fevrî ve ifade dolu fırça darbeleriyle ayırt edilirler. 37 yaşında yıllardır süren psikolojik rahatsızlığı ve yoksulluğun ardından trajik bir...
test
test test test
test2
test2teste2
TEST3
TEST3
TEST4
TEST4
Adem'in Yaratılışı - Michelangelo
Michelangelo'nun sanat hayatındaki en önemli eserlerinden biri olan ¨Adem'in Yaratılışı¨, tarihte en çok tekrarlanan kutsal tablolardan biri olmuştur. Tanrı'nın gücüne olan inancına sadık kalarak onu yaşlı ama kaslı bir erkek olarak tasvir eden Michelangelo, bu tabloda, insan figürlerinden oluşan bulutun içindeki Tanrı'nın parmak ucuyla Adem'e ruh vermesiyle ilk insanın yaratılışı anlatılarak aynı zamanda Tanrı'nın insan ve insanlıkla kurduğu bağı da temsil ediliyor. Bu ünlü eserin başrolündeki Adem ise, sanat tarihindeki en ünlü nü çalışmalardan biri olarak biliniyor. 1508 ve 1512 yılları arasında yapılmış eser Vatikan'daki Sistina...
Venüs'ün Doğuşu - Sandro Botticelli
Botticelli'nin ünlü eseri ¨Venüs'ün Doğuş'u¨, etkili Floransa hanedanı Medici tarafından yaptırılmıştır. Mona Lisa'da yapıldığı gibi geleneksel ahşap panelleri kullanmak yerine tuval üzerine sulu boya ile resim yapmak, o dönemde popüler olan geleneksel malzemelerden bir kopma gösterdi. Antik dünyayı referans alarak ortasında nü bulunan bu eser, Rönesans döneminin büyük bir hazinesidir. Yunan mitolojisinde Afrodit, Roma mitolojisinde ise Venüs olarak bilinen güzellik ve aşk tanrıçasının doğuşunu resmeden ressamın 1482 ile 1486 yılları arasında yaptığı bu ünlü eseri Floransa'daki Uffizi Galerisi'nde görebilirsiniz.
İnci Küpeli Kız - Johannes Vermeer
Çoğu insan tarafından ¨Kuzeyin Mona Lisa'sı¨ olarak düşünülen ¨İnci Küpeli Kız¨, 17. yüzyılın Alman ressamı Johannes Vermeer tarafından resmedildi. Bakıldığında oldukça basit görünen bu portre ise aslında fazlasıyla gizemli! Başrolünde sadece inci bir küpe takan kız görülse de kızın kimliği etrafındaki spekülasyon, Vermeer'in metresi olmaktan onun 15 çocuğundan biri olmaya kadar uzanıyor. Kızın saçlarının altın rengi, elbisesiyle zıtlık yaratan mavi bir bantla bağlı olması, arka fonun karanlığını denkleştirerek resme aydınlık kazandırıyor. 1665 yılı civarında yapılmış olan bu ünlü eser, Hollanda'daki...
Campbell'in Çorba Konserveleri - Andy Warhol
¨Campbell'in Çorba Konserveleri¨, şirket markası kullanarak Andy Warhol'un inanılmaz bir ün sağladığı bir dizi çalışmadan yalnızca bir tanesidir. Şablon kalıplar kullanılarak el ile yapılmış bu resmi dikkatli incelediğimizde bu konservelerin aralarındaki boşluklarının ya da görünümlerinin özdeş olmadığı gün yüzüne çıkıyor. Bir pop art sanatçısı olan Warhol'un 1962'de sunduğu 32 lezzetten birini temsil eden bu ünlü eseri, New York'taki The Museum of Modern Art'ta ziyaret edilebilir.
Guernica - Pablo Picasso
Picasso'nun belirgin kübist stili içindeki politik bir protesto eseri olan ¨Guernica¨, 1937'deki Paris Fuarı'nda öne çıkan parçalardan biriydi. Bu fuar için Picasso'dan bir çizim yapılması istenmiş ve Picasso, Kuzey İspanyol kasabası Guarnica'nın bombalanmasına kadar çizecek bir şey bulamamıştı. Bombalanmanın ardından ise çok kısa bir zaman içinde; Picasso'nun gri, siyah ve beyazdan oluşan geniş monokrom paletiyle yaratılan bu eser, olaylara bir tepki mahiyetindeydi. Hitler'in silahlı kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen ve Franco hükümeti tarafından tasdik edilen bu saldırıyı anlatan Guernica tablosu, tarihteki en...
Çığlık - Edvard Munch
¨Çığlık¨ tablosu, Mona Lisa'dan sonra ikinci olarak batı sanatının en ikonik insan figürüdür. Norveçli ressam Edvard Munch'un günlüğüne göre bu tablo, Nice'ten etkilenerek yapılmış. Günlükte anlatılana göre ressam iki arkadaşıyla beraber yürümektedir ve bu sırada güneş, kan kırmızı renginde batmaktadır. Munch, kendini yorgun hissedip trabzanlara yaslanır. Arkadaşları yürümeye devam ederken doğanın çığlığını hissettiğini günlüğünde belirten ünlü ressamın bu resmi yaparken hasta olduğu biliniyor ve muhtemelen yorgunluğunun bundan kaynaklı olduğu düşünülüyor. 2012 yılının Mayıs ayında 119.922.500 $'a...
Son Akşam Yemeği - Leonardo da Vinci
Leonardo Da Vinci'nin ¨Son Akşam Yemeği¨ tablosu, sanat eserleri arasında en çok bilinen, en çok beğenilen ve tekrar tekrar resmedilmiş bir eserdir. Bu çok kez tekrarlanan eser, dünyada en kolay bulunan sanat eserlerinden biri olmasına rağmen orjinali Milano şehrindeki Santa Maria Delle Grazie Manastırı'nın duvarına yapılmıştır. Tabloda İsa'nın yakalanıp çarmıha gerilmeden önce havarileriyle yediği son yemeğini tasvir eden Leonardo da Vinci, aslında İsa'nın arkadaşlarından birinin ona ihanet edeceğini açıklamasından hemen sonraki tepkileri göstermek istiyordu. Leonardo da Vinci, tablosuyla ilgili bir yorumunda ¨Bu resim, İsa'nın...
Belleğin Azmi - Salvador Dali
İspanyol ressam Salvador Dali tarafından 1931 yılında yapılan bu eser, modern sanatın ve gerçeküstücülüğün simgesi olarak biliniyor. Eseriyle ilgili hiçbir zaman net bir açıklama yapmayan Dali, kendisine eserinin görecelilik kuramı üzerine kurgulanıp kurgulanmadığı sorulduğunda, saatlerin eriyen bir Camembert peynirinden ilham alınarak resmedildiğini belirtmiş. Tabloda belirgin olarak görünen eriyen saatlerin, zamanın göreceliliğine dair bir işaret olduğunu gösteren bu tablo St. Petersburg'daki Salvador Dali Müzesi'nde görülebilir.
Bosch - The Garden of Delights (1504)
Tablonun sol panelinde cennet, orta kısmında dünyevi zevkler ve sağ panelinde cehennem tasvir edilmektedir. Hollandalı ressam Hieronymus Bosch'un eseridir ve Madrid'deki Prado müzesinde sergilenmektedir.
Ernst - Europe After the Rain II (1942)
Sanatçı tablosunda tahrip edilmiş bir doğayı en ürkütücü biçimiyle resmetmiştir.Tuhaf bir canlı mahvolmuş dünyada aç gözlerle dolaşmaktadır. Bu resim uygarlığın gelişimine kuşkuyla yaklaşan dönem sanatçılarının fantastik kaygılarını dile getiren trajik öğelerle dolu bir çalışmadır. Günümüzde Hartford'da bulunan Sumner Collection'da sergilenmektedir.
Klimt - Beethovenfries (1902)
Klimt bu resmi Sezession Sergisi için 1902'de hafif boyalarla direk duvara çizmiştir. 1986 yılına kadar sergilenmeyen eser şuan kalıcı yerinde o tarihten beri sergilenmektedir. Resmi Viyana'da bulunan Sezession galerisinde görebilirsiniz.
Klimt - The Kiss (1908)
Kendi altın döneminin en üst zamanlarında Klimt tarafından çizilmiştir. Modern dönemin en iyi eserlerinden biri olarak bilinir. Yağlı boya ile çizilmiştir. Resimdeki kadının elbisesi ve hatları oldukça belirgindir. Günümüzde Viyana'da bulunan Belvedere galerisinde sergilenmektedir.
Botticelli - Allegoria della Primavera (1478)
İtalyan Rönesans dönemi ressami Sandro Botticelli tarafından yapılmış eser sulu boya çalışmasıdır. Bir bahçede toplanmış mitolojik karakterler bulunmaktadır. Eser günümüzde Floransa'da bulunan Uffizi galerisinde sergilenmektedir.
Dali - Metamorphose de Narcisse (1937)
İspanyol sürrealist ressam Salvador Dali tarafından yapılmış olan eser yağlı boya çalışmasıdır. Resme göre mitolojik karakter sudaki yansımasına aşık olur. Eser günümüzde Londra'daki Tate Galerisinde sergilenmektedir.
Leonardo da Vinci - Il Cenacolo/ The Last Supper (Son Akşam Yemeği) (1497)
Eser 15. yüzyıl'da Duke Lodovico Sforza'nın isteği üzerine yapılmıştır. İsa Mesih'in havarileriyle beraber yediği son akşam yemeğini temsil eder. Eser günümüzde Milano'da bulunan Maria delle Grazie'de sergilenmektedir.
Rubens - Fall of the Damned/ Der Hollensturz der Verdammten
Anıtsal nitelik taşıyan dini bir resim Peter Paul Rubens tarafından yapılmıştır. Lanetlenmiş şeytanların düşüşü simgelenmiştir. Günahkar kişileri lanetlenmiş şeytanlara benzeterek betimlemiştir.
Dali - Soft Construction with Boiled Beans (1936)
Haşlanmış fasulyeyi kolları bacakları ayrılmış kendiyle dalaşan kendini öldürmeye çalışan bir simge haline getirmiştir. İspanya iç savaşı sırasında yapılan eser Dali'nin bilinen en önemli eserlerinden biridir. Günümüzde Filedelfiya'da bulunan Museum of Art'ta sergilenmektedir.
Bruegel - Triumph of Death (1562)
Flaman ressam Pieter Bruegel tarafından ahşap üzerine yağlı boya ile yapılmıştır. Hiciv ve ahlaki değerleri ağır basan tablo Prado'da sergilenen Bosch'un eserlerine benzemektedir. Madrid'de bulunan Prado galerisinde sergilenmektedir.
Botticelli - Nascita di Venere (1485)
Sandro Botticelli'nin tuval üzerine yaptığı eserde Venüs'ün ergen bir kadın olarak denizin içinden çıkıp kıyıya gidişi betimlenir. Günümüzde Floransa'da bulunan Uffizi galerisinde sergilenmektedir.
Rubens - The Adoration of the Magi
Hristiyanların hayatını betimlediği bu eserde Rubens keskin hatlar, parlak renkler ve düzgün hatlar kullanmıştır. Günümüzde Madrid'de bulunan Prado galerisinde sergilenmektedir.
Monet - Cathedrale de Rouen
Eser Kathedralin farklı gün ve yıllarda farklı açılardan resmedilmesinden oluşuyor. Farklı ışık koşullarında değişimini de barındırmaktadır. Paris'te bulunan Musee National d'Orsay'da sergilenmektedir.
Ernst - La Ville Entiere (1936)
Ressam Max Ernst'in II.Dünya savaşında Nazizm'in Almanya'yı ele geçirdiğindeki ruh halini anlamaya yardımcı olan bu eser dönemin önemli eserlerindendir.Zürih'de Kunsthaus'da sergilenmektedir.
Rembrandt - Militia Company (1642)
Eserde Yüzbaşı Frans Banning Cocq(siyah elbiseli) ve askerlerinin ilerlemesi resmedilmiştir.Ressamın en bilinen resmidir.Amsterdam'da Stedelijk Museum'da sergilenmektedir.
Bruegel - The Battle Between Carnival and Lent (1559)
Eserde Güney Hollanda'da bir festivalde farklı kesimlerin festivali farklı şekillerde kutlaması resmedilmiştir.Bir tarafta eğlence,bir tarafta din vardır.Eser Viyana'da Kunsthistorisches Museum'da sergilenmektedir.
Raffaello - Trasfigurazione (1519)
Eserde Hıristiyan'lar için çok önemli olan İsa'nın Transfigürasyonu,resimin alt kısmındaki ilahilerle birlikte resmedilmiştir.Eser Roma'da Pinacoteca'da sergilenmektedir.
Rousseau - Sleeping Gypsy (1897)
Modern zamanların en önemli eserlerindendir.Ay ışığında uyuyan bir kadın ve bir aslan tasvir edilmiştir.New York'da Museum of Modern Art'da sergilenmektedir.
Piero della Francesca - Leggenda della Vera Croce (1460)
Arezzo'da San Francesco Bazilikası'nda yapılmıştır.Ressamın en önemli eseridir ve aynı zamanda erken Rönesans'ın en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir.Arezzo'da San Francesco müzesinde sergilenmektedir.
Van Gogh - Potato Eaters (1885)
Van Gogh eserde köylüleri olduğu gibi tasvir etmek istemiştir ve bu yüzden gerçek köylü modeller kullanmıştır.Eser Amsterdam'da Van Gogh Museum'da sergilenmektedir.
Bruegel - Dutch Proverbs (1559)
Eser dönemin Felemenkçe atasözlerini tasvir eden görüntülerden meydana gelen tablodur. Resim, birçok atasözüne yapılmış olan atıflarla doludur. Bunların büyük bölümü halen kullanılmakta olan ya da o dönemde kullanıldığı bilinen atasözleridir.Berlin'de Gemaldegalerie'de sergilenmektedir.
Seurat - La Grande Jatte (1886)
Ressam Seurat Park'ına giderek ve orada oturarak değişik figürlerin eskizlerini yapmıştır ve bu figurleri eskizlerden ana tablo üzerine geçirerek tabloyu oluşturmuştur.Chicago'da Art Institute'de serglenmektedir.
Altdorfer - The Battle of Alexander the Great (1529)
Eserde Büyük İskender'in Issus savaşında III.Darius'a karşı kazandığı büyük zafer resmedilmiştir.Eser ressamın en büyük şaheseri olarak kabul edilir.Münih'te Alte Pinakothek müzesinde sergilenmektedir.
Monet - The Grainstack (1896)
Eserde buğday hasadından sonra toplanan buğdayların gün batımında görünümü resmedilmiştir.Fransa'da Giverny şehrinde Monet'nin evinin yakınlarında resmedilmiştir.Boston'da Museum of Fine Arts'da sergilenmektedir.
Klee - Ad Marginen (1930)
Eserde güneşin 4 köşeden gelen bitkiler ve kristallerle buluşması tasvir edilmiştir.Bauhaus dönemindeyken yaptığı bir eserdir.Basel'de Kunstmuseum'da sergilenmektedir.
Rembrandt - Belshazzar's Feast (1635)
Eserde Babil Prensi Baltazar "Duvardaki Yazıya" bakmaktadır.Eserin ilhamı Daniel Kitabında geçen Babil İmparatorluğun çöküşünü haber veren doğaüstü yazıdır.Eser Londra'da National Gallery'de sergilenmektedir.
Van Gogh - Cypresses (1889)
Eser Vincent Van Gogh'un 7 Selvi tablosundan biridir.Eserde vurgu sol taraftaki iki selvidedir.Eser New York'da Metropolitan Museum of Art'ta sergilenmektedir.
Van Eyck - Giovanni Arnolfini and his Wife (1434)
Van Eyck İtalyan tüccar Giovanni di Nicolao Arnolfini ve müstakbel eşini Bruge'deki evlerinde resmetmiştir.Batı sanatının en kompleks ve orijinal eserlerinden biri olarak kabul edilen eser Londra'da National Gallery'de sergilenmektedir.
Renoir - Bal du Moulin de la Galette (1876)
Eserde Paris'in Montmarte bölgesindeki Moulin de la Galette restoranında bir pazar öğleden sonrası tasvir edilmiştir.19.yüzyıldaki orta sınıf Parislilerin eğlencesi resmedilmiştir.Eser Paris'te Musee National d'Orsay'da sergilenmektedir.
Renoir - Le Dejeuner des Canotiers (1881)
Fransa'nın Chatou şehrinde Seine nehrinin kenarındaki Fournaise konağının balkonunda Renoir'in arkadaşları görülmektedir.Resmin sağ alt kısmındaki Renoir'in arkadaşı ressam Gustave Caillebotte'dir,köpekle oynayan ise Renoir'in gelecekteki eşi Aline Charigot'tur.Eser Washington'da Phillips Collection galerisinde sergilenmektedir.
Velasquez - Las Meninas (1656)
Velasquez'in yaptığı en büyük boyuttaki eserdir.Ressamın Alkazar kalesindeki stüdyosunda çizilmiştir.Eserde ortada aynaya bakan küçük prenses, nedimeler, köpek,saray koruması ve resim yapan Velasquez görülür.Eserin en ilginç yanı arkada görünen aynada kral ve kraliçenin yansımaları gözükmektedir.Eser Madrid'de Prado müzesinde sergilenmektedir.
Chagall - I and the Village (1911)
Chagall'ın eserinde Doğu Avrupa halk hikayeleri ve kültürünün hem Rus hem de Yidiş etkileri görülür.Köy temalı eserde altta görülen yaşam ağacı gibi semiyotik elementler bulunur.Chagall'ın çocukluk anılarından esinlenerek yaptığı düşünülmektedir.1911'de yapılmıştır ve New York'da Museum of Modern Art'da sergilenmektedir.
Van der Weyden - Deposition (1435)
İsa'nın çarmıhtan indirilişini konu edinen eser 1443'ten önce yapıldığı net olarak bilinip 1435'te yapıldığı düşünülüyor.Eser Madrid'deki Prado müzesinde sergilenmektedir.
Tunç Tablet
1986 yılı Boğazköy kazılarında ele geçen Hitit çivi yazısıyla yazılmış olan bu belge, Anadolu'da bulunmuş tek tunç tablettir. Hitit Kralı IV. Tuthaliya ile Tarhuntaşşa Ülkesi Kralı Kurunta arasında MÖ. 1235'te yapılmış olan antlaşma metni, 2. binyılda Anadolu'nun tarihi coğrafyasına ışık tutmaktadır.
At Koşulu Araba Modeli
Gordion'da "P Tümülüsü" olarak adlandırılan, bir çocuğa ait tümülüste bulunmuştur. Araba çift tekerlekli olup, dört at koşulmuştur. Savaş arabalarının minyatür bir modeli olan bu eser, çocuk oyuncağı olarak yapılmış olmalıdır.
İnandık Vazosu
Kült vazosunun üzerinde, aşağıdan yukarıya doğru dört frize ayrılmış olarak bir evlilik töreninin farklı sahnelerine yer verilmiştir. Kalıpta dökülen kabartmaların frizlere yapıştırıldıkları anlaşılmaktadır. Bu kült vazosu, Hitit dini törenlerini anlamamız açısından önemlidir.
Leopar Kabartmaları
Leoparların Çatalhöyük insanlarının yaşamında özel bir yeri ya da dinsel bir anlamı olmalıydı. Bu sıvalı leopar kabartmaları bir zamanlar bir Çatalhöyük evinin duvarını süslemekteydi. Leopar başının üzerindeki sıva ve boya katları, kabartmaların uzun yıllar Çatalhöyük evlerinde kullanıldığını düşündürmektedir.
Boğa Biçimli Törensel Kaplar
Boğa biçimli kaplar, Anadolu'nun özel törensel kap formlarındandır. Boğalar bir çift olup, sadece kuyruklarının baktığı yönle birbirlerinden ayrılırlar. Sırtlarındaki doldurma deliği ve akıtacaklı ağızları, sunu kabı olduklarını göstermektedir. Bu iki kült kabı, olasılıkla Fırtına Tanrısı Teşup'un boğaları Hurri ve Şerri'dir.
Kadın Heykelciği
Ayakta duran kadını temsil etmektedir. Vücut elektrumdan, baştaki maska, göğüsleri, ayak bilekleri, ayak bileklerindeki bilezikler altından yapılmıştır. Her iki eli karın üzerindedir, kollarında bilezikler vardır. Vücudu çıplak olup göğsünde altından yapılmış çapraz bant vardır, bu bantlar muhtemelen bir giysiyi simgelemektedir.
Fildişi Kutu
Fildişinden yekpare olarak yapılan kutu, dışa çekik yuvarlak ağızlı, uzun boyunlu, köşeli gövdelidir. Acemhöyük kutusu, Önasya fildişi sanatında tunç, demir çiviler ve lapislazuli kurslarla bezenmesi ve çok kalabalık figürlerin yer aldığı kabartmaları bakımından üniktir.
Sandal Biçimli Törensel Kap
Kült kabının özelliği tapınak ve içindeki tanrıça heykelciğinin varlığıdır. Eski Mezopotamya'nın ticaret, ulaşım ve ritüel faaliyetlerinde kullanılan tanrı sandallarının Sümer edebiyatında da önemli bir yeri vardır. Kap, bir festival sırasında kült heykellerinin gezdirildiği dini bir nehir yolculuğunu temsil etmektedir.
Altın Taç
Dövme tekniği ile yapılmış veya altın levhadan kesilerek oluşturulmuştur. Bu taçlar, çember veya bant şeklinde sade olarak yapıldıkları gibi bantların birleşen uçlarında bazen saçaklar bulunur.
Oturan Aslan Heykelciği
Altıntepe Tapınağı'nda ortaya çıkarılan kalçaları üzerine oturtulmuş aslan heykelciği 10 cm yüksekliğindedir. Aslan, başını sola çevirmiş ve hırlar durumda tasvir edilmiştir. Yüzde ürkütücü bir anlam vardır. Heykelciğin alt kısmında yer alan delik, eserin bir başka eşyayı süslemek amacıyla kullanıldığını göstermektedir.
Özgürlük Anıtı
"Dünyayı Aydınlatan Özgürlük" adıyla literatüre geçen heykel, dünyanın en popüler simgelerinden biri. Amerika denince ilk akla gelenlerden. New York'taki Liberty Adası'nda bulunan heykel, 1886 yılında Fransa tarafından Amerika'ya hediye edilmiştir. İlk yapıldığında sahip olduğu kızıl – kahve tonları zamanla şimdiki rengi olan yeşile dönüşmüştür.
Kurtarıcı İsa
Rio De Janerio'daki Corcovado Dağı'nın tepesinde bulunan Kurtarıcı İsa heykeli, dünyanın ve ülkenin en önemli sembollerinden biridir. 1922 yılında Brezilya'nın kuruluşunun 100. yılına özel olarak yapılmaya başlanan heykel, 1931 yılında resmi törenle ziyarete açılmıştır.
Düşünen Adam Heykeli
Rodin'in eseri olan ve kopyalarından birinin de İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde bulunan heykeldir. Ayrıca, dünyanın en ünlü heykellerinden biridir. 1900'lü yıllarda sanatçının elinden çıkan eserin tek kopyası İstanbul'da da değil; felsefeyi temsil ettiği düşünüldüğünden, Avrupa'nın pek çok ülkesindeki üniversite bahçelerinde de bulunmaktadır.
Davut Heykeli
Rönesans döneminin en önemli eserlerinden biri olan Davut heykeli, Michalangelo imzası taşıyor. Dünyanın gelmiş geçmiş en önemli heykellerinden biri. Birebir şekilde benzeyen iki kopyası var ve ikisi de Floransa'da bulunuyor. Kopyalardan biri, Palazzo Vecchio'nun önünde sergilenmekte. Orijinal heykel 1873 yılından beri Galleria dell'Accademia'da sergileniyor.
Pieta
Davut heykelini yapana kadar Michalengelo'nun en önemli eseri Pieta'ydı. Hala çok önemli bir eser olarak nitelendirilir. 1498 – 1499 yılları arasında sanatçı yapımını tamamlamıştır. "Merhamet" anlamına gelen Pieta, oğlunu kucağında tutarak yas tutan Meryem Ana'nın tasviridir.
Küçük Deniz Kızı Heykeli
Dünyanın en bilinen figürlerinden biri olan Küçük Denizi Kızı heykeli, Kopenhag'taki Langelinie Limanı'nda, bir taşın üstünde sergilenmektedir. 1913 yılında Kraliyet Tiyatrosu'nda sergilenen Küçük Deniz Kızı oyunundaki balerini beğenen Carlsberg bira fabrikatörünün oğlu Carl Jacobsen, heykelin yapımına ön ayak olmuş. Heykeltıraş Edvard Eriksen'dan istediği balerin heykeli ile ortaya bu eser çıkmış. Ülkenin sembolü haline gelen eser, en çok satan hediyelik eşya figürlerinden de biri.
Nemrut Dağı Heykelleri
Türkiye'nin bu başlık altında adını geçireceği en önemli eser, Adıyaman'daki Nemrut Dağı heykelleri olabilirdi ancak. Yerli ve yabancı pek çok turisti kendine çeken bu heykeller, özellikle gün doğumu ve gün batımı vakitlerinde bambaşka bir havaya bürünüyorlar. UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan Nemrut Dağı üzerindeki heykellerin yapılış sırrı hala çözülebilmiş değil. Kommagene Kralı I. Antiochos, kültürleri bir araya getirme amacıyla bu heykelleri yaptırmış ve Anadolu'nun o dönemki tüm tanrılarına ve atalarına adamış.
Birlik Heykeli
Bu listede bulunan en taze heykel olan Birlik heykelinin çalışmaları 2013 yılında başladı, 2018 yılında tamamlandı. Dünyanın en uzun heykeli olmayı da başardı. Diğer adı, Patel Heykeli olan eser; bağımsızlığın ardından eyaletlerin birleşmesini sağlayan Sardar Vallabhbhai Patel'i anmak için yapılmıştır.
Anavatan Çağırıyor
Dünyada kadın tasvirinde ve din dışı konu üzerine yapılmış en büyük heykeldir. Heykeltıraş Yevgeniy Vuçetiç ve inşaat mühendisi olan Nikolay Nikitin tarafından tasarlanıp, yapılmıştır. 1967 yılından beri sergilenen heykel, Stalingrad Savaşı anısına inşa edilmiştir. Heykelin bulunduğu alanda 35 bin asker gömülüdür.
Büyük Gize Sfenksi
Gize Piramitleri bölgesinde bulunan Büyük Gize Sfenksi, dünyadaki en büyük tek taş heykeldir. Her detayı büyüleyici etkiye sahip olan piramitler bölgesindeki en ilgi çekici yapılardan biridir. Bütün tanrıların başı olarak görülen Sfenks, M.Ö. 2620 – 2500 yılları arasında, dönemin ruhbanları tarafından yontularak yapılmıştır. Mısır'daki pek çok şey gibi bu heykel de gizemini korumaktadır.
Bremen Mızıkacıları Heykeli
Grimm Kardeşler masalından esinlenerek, Gerhard Marcks tarafından yapılmış olan Bremen Mızıkacıları heykeli; Bremen'in en önemli simgesidir. Kötü sahiplerinden kaçarak müzisyen olmak için yollara düşen eşek, kedi, köpek ve horozun tasviri olan heykel, dünyanın en sevimli eserlerinden biri olarak da nitelendirilebilir. 1953 yılında yapılmış olan heykel, Marktplatz'da açık havada sergileniyor.
Nehrin İnsanları
Dünyanın en yaratıcı heykellerinden biri olarak nitelendirilen Nehrin İnsanları, yolu Singapur'a düşenlerin mutlaka görmesi gereken bir eser. Chong Fah Cheng tarafından yapılan heykelin teması, denize atlayan çocukların mutluluğudur. Bundan olsa gerek, görenlerde de mutlu bir etki bırakıyor.
Yoldan Geçenler Heykeli
Jerzy Kalina tarafından yapılan heykel, siyasi bir olayın tasviridir. Sanatçı, 1981 yılında yürürlüğe giren askeri yasaların ardından kaybolan insanların hikayesini sembolleştirmiştir. 2004 yılında yapılmış olan heykel, çağdaş sanatın dünya çapındaki en önemli eserlerinden biri olarak da tanımlanır.
Genleşme Heykeli
Çağdaş sanatın dünya çapındaki en çarpıcı örneklerinden biridir. Paige Bradley imzası taşıyan heykel, meditasyon yapan bir kadını tasvir etmektedir. Kabuğumuzun dışına çıkmak, sınırlarımızı yok etmek mesajını vermektedir. New York, Brooklyn'de halka açık şekilde sergilenen heykeli, şehirde gezerken dilediğiniz an görebilirsiniz.
Şefkatli El Heykeli
Eva Oertli ve Beat Huber'in tasarlayıp yaptığı Şefkatli El heykeli, bir ağacı tutan elin tasviridir. Çağdaş sanat ürünlerinden biri olarak, dünya çapında yaratıcılığıyla da adından söz ettirmiştir. Eserin sahipleri bu heykele "El" adını vermişler fakat betimlemesi sebebiyle gören insanlar tarafından ismi, zamanla "Şefkatli El" olmuştur.
Tuna Kıyısındaki Ayakkabılar Heykeli
Dünyanın en hüzünlü hikayesine sahip heykellerden biridir. Yönetmen Can Togay ile heykeltıraş Gyula Pauer'in ortak çalışması sonucu ortaya çıkmış bir eserdir. II. Dünya Savaşı'nda Haçlı Ok Partisi'nin atılımları sonucunda ölen Yahudilerin anısına yapılmıştır. 2005 yılında açılışı yapılan sergiyi, Budapeşte'de nehir kıyısında gezerken görebilirsiniz.
Kalıplardan Çıkmak Heykeli
Zenos Frudakis eseri olan Kalıplardan Çıkmak heykeli, dünyanın en çarpıcı eserleri arasında adından söz ettiriyor. Duvarlarını yıkan, kalıplarını kıran insanları tasvir eden eser, açık alanda sergileniyor.
Siyah Hayalet
Alice Cooper tarafından tasarlanıp yapılan bu eser, sanatçının şehirde yaptığı pek çok heykelden bir tanesi ve en ilginci. Suyun içinden iskeleye çıkmaya çalışan bir hayaletin tasviri olan Siyah Hayalet, gören herkesi kendine hayran bırakıyor. Ayrıca bir inanışa göre, iskeleye takılmış olan düğmesine dokunmak şans getiriyormuş.
Gezginler Heykeli
Bruno Catalano'nun "Eksik Heykeller" başlığı altında yarattığı Gezginler heykeli, 2013 yılından beri sergileniyor. Eksik Heykeller serisinin amacı, eserleri gören herkesin içindeki eksiklikleri keşfetmesini teşvik etmektir.
Tian Tan Buddha Heykeli
Dünyadaki en büyük oturan Buda heykeli olan Tian Tan, 1993 yılında Lantau Adası'ndaki Ngong Ping'te gösterime açıldı. Doğa, insanlar ve inanç arasındaki ilişkinin sembolü olarak tanınmaktadır.
Ushiku Daibutsu
Japonya'nın Ibaraki iline bağlı Ushiku şehrinde yer alan Ushiku Daibutsu heykeli dünyanın en uzun heykelleri arasındaki yer alıyor. 10 metre yüksekliğindeki tabanı ve 10 metre yüksekliğindeki lotus platformu da dahil olmak üzere toplamda 120 metre yüksekliğe ulaşıyor.. Yerden 85 metre yukarıda bulunan gözetleme güvertesine asansörle ulaşım sağlanıyor. Bronzdan yapılan heykel Amitabha figürünü temsil ediyor.1995 yılında yapılan Ushiku Daibutsu heykeli 2002 yılına kadar dünyanın en büyük heykeli olma unvanını taşıyordu. Çin'de yapılan Buda İlkbahar Tapınağı bu unvanı Ushiku Daibutsu'dan aldı.
Laykyun Setkyar
Myanmar'da Monywa şehrinin yakınında Po Kaung Tepeleri'nin üzerine kurulan Laykyum Setkyar heykeli dünyanın en uzun ikinci heykeli olma özelliğini taşıyor. 13.5 metre yüksekliğinde tahta sahip olan heykelin kendi yüksekliği 130 metre. Yerde yatay konumda bulunan heykel ise dünyanın en büyük yatay heykeli olma unvanına sahip.
Buda İlkbahar Tapınağı
Buda İlkbahar Tapınağı dünya üzerinde bulunan en uzun heykel olma unvanını taşıyor. Heykel, Bamiyan Budaları'nın Taliban tarafından Afganistan'da dinamitle patlatılmasının ardından planlanarak Çin'de yapıldı. Yapımı 2002 yılında tamamlandı.
Olmec Kafaları
Büyük bazalt kayalardan yapılmış insan kafaları, anıtsal taş tasvirlerdir. M.Ö. 900'den önce yapıldığı düşünülen heykeller, Olmec sanatının en belirgin örneklerini oluştururlar. Etli yanakları, düz burunları olan ve farklı baş bantları takan olgun erkekler, tasvir eden heykellerin arka kısımları genellikle düzdür.
Toprak Askerler
M.Ö. 200'lü yıllarda yapılan Terracotta heykeller, ilk Çin İmparatoru Qin Shi Huang'ın mezarındadır. Mezarı koruduğuna inanılan heykellerin her birinin yüz ifadesi birbirinden farklıdır. Kazı alanında, 8000 askerin, 520 atlının, 130 savaş arabasının ve 150 süvari atının bulunduğu tahmin edilmektedir. Mezar ve heykeller, 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasları Listesi'ne alınmıştır.
Aşk Şiiri Tableti
Dünyanın bilinen en eski aşk şiiri olarak nitelenmektedir. Sümer inancına göre toprağın bereketini ve döl yatağının verimli olmasını sağlamak amacıyla kralın yılda bir kez bereket ve aşk tanrıçası İnanna yerine bir rahibe ile evlenmesi kutsal bir görevdi. Bu şiir, büyük olasılıkla kral Suşin için seçilmiş bir gelin tarafından, yeni yıl bayramını kutlama töreninde söylenmek üzere kaleme alınmıştı ve ziyafetlerde, şölenlerde müzik, şarkı ve dans eşliğinde söyleniyordu.
İskender Lahdi
MÖ 4. yüzyılın sonları. Taş lahdin üzerinde Büyük İskender'in alçak kabartmalı tasviri yer alıyor. Eser oldukça iyi korunmuş ve yüksek estetik başarısı göze çarpıyor. İskender Lahdi olarak anılmasına rağmen, İskender tarafından göreve getirilen ve MÖ 311 yılında ölen Sidon kralı Abdalonymus'a ait olduğu düşünülüyor.
Kadeş Barış Antlaşması
Tarihin bilinen ilk barış anlaşması olan Kadeş Anlaşması MÖ 13. yüzyılın iki büyük siyasi ve askeri gücü olan Hitit ve Mısır devletleri arasında yapılmıştı. Hitit Kralı III. Hattuşili ve Mısır Firavunu II. Ramses arasında yapılan bu anlaşmanın metnini içeren kil tablet 1906 yılında Boğazköy'de yapılan kazılarda bulundu.
Sidamara Lahdi
Roma dönemi, MS 3. yüzyılın 2. yarısı. İsmini bulunduğu yerden alan ve bağımsız veya özgün bir grup olarak ele alınan Sidamara Lahdi, 1875 yılında bulundu. Anadolu'da sıklıkla görülmesi sebebiyle Anadolu kökenli bir lahit tipi olduğu düşünülmektedir. Sidamara Lahdi, 32 tonluk ağırlığı ile bilinen en ağır lahit olma özelliğini taşıyor.
Büyük İskender büstü
Pergamon, Helenistik Dönem, MÖ. 2. Yüzyılın ilk yarısı. Baş, Pergamon'un aşağı agorasındaki kazılar sırasında bulundu ve oraya yukarı şehirdeki binaların birinden düşmüş olduğu düşünülüyor. Bazı arkeologlar, bu eserin Büyük Sunağın bir parçası olarak, Büyük İskender'e veya İskender tarzında yontulan bir tanrıya ya da kahramana ait olduğunu düşünüyor. Büyük Sunağın kabartmalarındaki diğer başlarda olduğu gibi heykeltıraş, saçlarının bir kısmını bitirilmemiş halde bırakmış. Başının omzuna doğru eğik duruşu ve çok hafif arkaya doğru atışıyla alnının ortasından çıkan saç tutamı, aynı bir aslanın yelesi gibidir...
Sappho büstü
Antik Yunan şairi Sappho'nun mermer büstü. Smyrna (İzmir). Roma Dönemi. Helenistik Döneme ait orijinalinin kopyası. Roma Dönemi portre örneklerinden olan Sappho Başı, Lesbos (Midilli) adasında doğmuş olan şair Sappho'ya ait. MÖ 7. yüzyıl ve 5. yüzyıl arasında birçok lirik şair yaşamıştır. Bu dönemin en tanınmış şairi olan Sappho'nun bir bütün halinde günümüze kadar ulaşan yalnızca bir şiiri bulunmakta ve bu şiir de Aphrodite'ye yazılmış bir ilahidir.
Atalante heykeli
Dans Eden Kadın Heykeli ya da Atalante Heykeli olarak biliniyor. MS 2. yüzyıl. Perge Antik Kenti. Siyah ve beyaz mermerin birlikte kullanılması ile yapılmış.
Yorgun Herakles heykeli
200 kilogram ağırlığındaki Yorgun Herakles heykelinin alt yarısı 1980 yılında Prof. Jale İnan tarafından Antalya Perge kazılarında bulunmuştu. Heykelin üst yarısı ise 1970'lerde Türkiye'den kaçırılarak ABD'ye götürülmüştü. Araştırmalar sonucunda heykelin ABD'de Boston Müzesi'nde sergilendiği belirlendi. 1981 yılından itibaren heykelin üst yarısınının iade edilmesi için girişimlerde bulunuldu ve yıllar sonra Türkiye'ye getirilerek heykelin parçaları birleştirildi.
Herakles Lahdi
Perge Antik Kenti'nden kaçırılan ve İsviçre'de ele geçirildikten sonra Türkiye'ye iade edilen Herakles Lahdi, MS 2. yüzyıl Roma dönemine ait ve üzerinde Herakles'in 12 işi tasvir ediliyor. Arkeoloji literatüründe "Torre Nove" olarak adlandırılan tipte "küçük Asya lahit" grubuna giren eser, yaklaşık 235 santimetre boyunda, 112 santimetre genişliğinde ve 3 ton ağırlığında.
Caracalla Heykeli
Perge Antik Kenti kazılarında bulunan İmparator Caracalla heykeli. Milattan sonra 211-217 yıllarında hüküm sürmüş Roma İmparatoru Caracalla'ya ait heykel. Yaklaşık 2 metre 20 santim yüksekliğindeki heykel, imparatorun günümüze kadar bütün olarak ulaşan tek heykelidir. Kendisine verilmiş olan Caracalla takma adının, o dönemde moda olan başlıklı bir Gal tuniğini sürekli giymesinden dolayı verildiği iddia edilir. Genellikle Roma İmparatorluğu'nun en zalim ve kanlı İmparatorlarından biri olduğu kabul edilir.
Koşan Atlet Heykeli
Ege Denizi'nde Kyme Antik Kenti açıklarında bulunan bu heykel çıplak bir atleti göstermektedir. 1979 yılında İzmir'in Foça ilçesinde balıkçıların ağlarına tesadüfen takılan heykel, İzmir Arkeoloji Müzesi'nde yapılan restorasyon ve konservasyon çalışmaları sonrasında teşhir edilmeye başlanmıştır. Dünyadaki benzerleri açısından, çok az sayıdaki örnekten biridir.
Balıklıgöl Heykeli
Urfa Adamı olarak da biliniyor. Bilinen en eski gerçek boyutlu insan heykeli. Yaklaşık 10.000 yıllık olduğu tahmin ediliyor. 1993 yılında bulunan bu heykelin göz boşluklarına obsidyen yerleştirilmiş.
Orpheus Mozaiği
Roma dönemi, yaklaşık MS 194. Şanlıurfa (Edessa). Antik Yunan mitolojisinde müzik, şiir gibi kavramlarla özdeşleştirilen ozan Orpheus'un vahşi hayvanları ehlileştirirken betimlendiği Roma mermer mozaiği. En eski Edessa mozaiği olarak bilinir. Edessa, Şanlıurfa'nın Helenistik dönemde verilen ismidir. Mozaik 1950'de Şanlıurfa'da J.B. Segal tarafından keşfedildikten sonra kaçakçılar tarafından yurtdışına götürüldü. Eserin Türkiye'deki bir arkeolojik alandan yağmalandığının anlaşılmasından sonra, Dallas Sanat Müzesi, Türk yetkililerle bir mutabakat zaptı imzalayarak, 2012 yılında mozaiği Türkiye'ye iade etti.
Büyük Artemis Heykeli
18 Eylül 1956, Efes Prytaneion'unda bulundu. Artemis, ana tanrıça ve doğurganlık sembolü. Ay'ın, avlanmanın, vahşi hayvanların ve doğal çevrenin tanrıçası. Heykel, MS 2. yüzyıla tarihlendiriliyor. Doğurganlığı, verimliliği ve bereketi simgeler. Boynundaki gerdanlığın altındaki meme tasvirleri, bolluk ve bereket anlamına gelir. Heykelin başında bulunan üç katlı kule biçimli tapınak, şehirlerin koruyucusu olduğu anlamına geliyor. Ensesinin dolunay biçiminde bir diskle çevrili olması bakireliğine işaret ediyor. Alnındaki hilal ise ay tanrıçası olduğunu gösteriyor.
Kanatlı Denizatı Broşu
MÖ 6.-.5 yüzyıllar. 1968 yılında Uşak'taki Aktepe Tümülüsü'nde yapılan kaçak kazı sırasında bulunan ve 520 eserden oluşan Lidya kralı Kroisos'un hazinesinin (Karun Hazinesi) bir parçası. Kroisos'un hazinesindeki birçok eser, 1966'dan 1970'lere kadar New York'taki Metropolitan Sanat Müzesi tarafından satın alındı. 1984 yılında müzede sergilenmeye başlamasıyla yeri tespit edilen hazine, 10 yıllık hukuk mücadelesi sonucunda 1993 yılında Türkiye'ye iade edildi.
Hadrian ve Marcus Aurelius Büstü
Burdur'a bağlı Ağlasun ilçesinde, Sagalassos Antik Kenti'nde 2007 yılında yapılan kazılarda bulunan Roma döneminin önemli imparatorları arasında yer alan Hadrian ve Marcus Aurelius'un baş ve ayak heykelleri. MS 117 ile 138 arasında hüküm süren Hadrian, askeri kıyafetler içinde tasvir edilmiş. Mermer heykelin tamamının beş metre olduğu tahmin ediliyor. Roma imparatoru Marcus Aurelius ise MS 161 ile 180 yılları arasında Roma tahtına oturan "Beş İyi İmparator"dan sonuncusu olarak biliniyor. Söz konusu heykeller, Sagalassos Antik Kenti'ndeki Roma Hamamının Soyunmalık bölümünde bulunmuştu.
Apameia Lahdi
Dinar ilçe merkezinde, Devlet Hastanesi temel kazılarında bulundu. 2. yüzyılın ikinci çeyreğine ait, ince grenli beyaz Docimeum mermerinden yapılmış lahit. Docimeum'lu sanatçılar tarafından yapılmış olduğu tahmin edilen lahdin köşelerinde Nikeler, iki dar yüzünde Medusa başları var. Geniş yüzlerinden birinde Eroslar arasında Akhileus ve Penthesileia savaşı ve lahitle ilgili kadın ve erkek büstleri, diğer yüzde yine Eroslar arasında Perseus ve Andromeda buluşması tasvir edilmekte. Çatı biçimindeki kapakta ise üçgen alınlık içinde kalkan köşelerde akroterler, yan yüzlerinde aslan başlı çörtenler yer alıyor.
Suppiluliuma Heykeli
Arkasında yazan "Şuppiluliuma" ifadesi sayesinde heykelin bu krala ait olduğu anlaşıldı. Bazalt taşından yapılan heykel 1,5 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 1,5 ton ağırlığında. Heykelin bir elinde mızrak, bir elinde başak figürü bulunuyor. Sakallı, bukleli saçlı, kollarında özel bileklikler olan heykelin üst kısmı sağlam bir şekilde bulundu. Heykelin gözleri siyah ve beyaz taşlardan yapılmış ve sonradan takılmıştır. Heykel Hatay Arkeoloji Müzesi'nde görülebilir.
ethys ve Oceanus mozaiği
Antik çağlarda Akdeniz haricindeki dünyadaki bütün açık denizlerin tanrısı olan Oceanos, denizdeki dişi unsuru sembolize eden Tethys ile birlikte yaşar. Dünyadaki bütün ırmakların ve nehirlerin Oceanos ve Tethys'ten meydana geldiğine inanılır. Zeugma'dan çıkarılan ve villalardan birinin havuz tabanı olduğu tahmin edilen bu mozaikte de Oceanos ve Tethys deniz canlılarıyla çevrelenmiş olarak betimlenmiştir. Mozaikte ayrıca yunuslara binen veya balık tutan Eroslara da rastlanmaktadır.
Antakya lahdi
Antakya'da bir temel kazısı sırasında bulundu. Mezarın içinde bulunan sikkelere göre, lahdin MS 265-270 yılları arasında yapıldığı tahmin ediliyor. Son derece iyi korunmuş bir sandık ve toplam ebatları yaklaşık 250 cm (uzunluk), 125 cm (genişlik) ve 233 cm (yükseklik) olan bir kapaktan oluşur. Türkiye'de bulunan en dikkat çekici lahitlerden biri. Lahdin sandığı dört taraftaki 17 sütunun arasına yerleştirilmiş insan figürleriyle ve arşitravdaki putti (kanatlı bebekler) ve kedigiller gibi diğer heykel bezemeleriyle zengin bir şekilde dekore edilmiş. Kapak kısmı da putti (kanatlı bebekler), eros (kanatlı aşk tanrıları) ve deniz canlıları ile...
Hitit kılıcı
MÖ 14.-15. yüzyıllara tarihlendiriliyor. 3.500 yıllık yazılı kılıç, tesadüfen Hititlerin başkenti Hattuşa'da (günümüzde Çorum'un Boğazkale ilçesinde) bulundu. Hitit kralından fırtına tanrısına bir adak olarak sunulmuştur. Kılıcın üzerindeki yazıtta "Büyük kral Tuthaliya, Assuwa topraklarını yıktığında, fırtına tanrısına bir adak olarak sunulmuştur" diyor. 680 gram ağırlığında ve 70 santimetre uzunluğunda olan kılıç, teknik ve kazıma açısından mükemmel bir simetriye sahip. Kılıç, Hitit kralı Tuthaliya'nın Ege kıyılarındaki Assuwa topraklarına karşı askeri zaferini ifade ediyor.
Kaşıkçı Elması
Kaşıkçı Elması, Saray Hazinesi'nde özel isimleri olan tarihî elmasların en büyüğü ve en meşhuru. 86 karat olan bu armut biçimindeki elmasın etrafı 49 adet iri pırlantayla çevrili. Birçok elmas uzmanı Kaşıkçı Elması'nın, 19. yüzyıl başında kaybolan tarihî Pigot elması olabileceğini kanıtlamaya çalışsa da, bu elmasın 1680'lerin başında Saray Hazinesi'ne satın alma yoluyla girdiğini, bir rûznâmede (olayların zaman sırasına göre yazılmış bulunduğu defter) yer alan kayıttan öğreniyoruz. Kaşıkçı Elması'nın Saray'a gelişi hakkında çok değişik görüşler ileri sürülmüştür. Ancak bu görüşler içinde en kabul edilebilir...
Nike Heykeli
Zafer Tanrıçası Nike Heykeli (Akroter). Roma dönemi, MS 2. yüzyıl. Asklepion, Pergamon (Bergama). Yunan mitolojisinde Nike, hız, güç ve zafer tanrıçasıydı. Kanatlı Tanrıça olarak da bilinen Nike, genellikle kanatlı olarak betimleniyordu.
Medusa Başları
İstanbul'un görkemli tarihsel yapılarından birisi olan Bazilika Sarnıcı'nın (Yerebatan Sarnıcı) kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa Başı, Roma Dönemi heykel sanatının şaheserlerinden kabul ediliyor. Araştırmacılar, genellikle sarnıcın inşası sırasında salt sütun kaidesi olarak kullanılması amacıyla getirildiğini düşünüyor. Bir efsaneye göre Medusa, Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgona'dan biridir. Bu üç kız kardeşten yılan başlı Medusa, kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. Bir görüşe göre o dönemde büyük yapılar ve özel yerleri korumak...
Attika Tipi Dionysiak Lahit
MS 3. yüzyıl. Perge batı nekropolünde 2003 yılında bulundu. Pentelikon mermerinden yapılan lahdin, üzerinde ölü porteleri bulunan klineli bir kapağı bulunuyor. Dört yüzünde Dionysiak nitelikli 46 figürün yer aldığı lahit, yapıldığı mermerin kalitesi, işçiliği, üzerinde işlenmiş olan mitolojik sahneleriyle üstün bir özellik gösteriyor.
Neşeli İskelet Mozaiği
Üzerinde Grekçe "Neşe" yazan iskeletli mozaik. Roma dönemi, MS 3. yüzyıl. 2013 yılında Antiocheia Antik Kenti'nde bir evin yemek odasında bulundu. Antakya, Hatay. Hafifçe uzanarak bir yastığa dayanmış, bir elinde içki kabı tutan iskeletin yanında şarap amforası, ekmek ve Grekçe "Neşe" kelimesi bulunuyor. Ölümün sonsuzluğuna karşı, hayatın neşesine katılmak gerektiği anlatılıyor.
Mars Heykeli
Yaklaşık 1.50 metre boyunda. MS 200. Zeugma Antik Kenti'nin koruyucusu, savaş ve barışı bir arada temsil eden bronz Mars heykeli, Zeugma Antik Kenti'nde 2000 yılında yapılan kazı çalışmaları sırasında bulundu. Miğferli savaşçı genç bir erkeği betimleyen heykelin ortadan ayrılan kıvırcık bukleler halindeki kabarık gür saçları alın ve yüzünü çevreleyerek ensesine yapışıyor. Göz bebeği gümüş ve altından yapılan Mars heykelinin yüzünde öfke ve kızgınlık hakim.
Topkapı hançeri
1747. İmparatorluk Hazinesi. Üzerinde çok değerli zümrüt ve elmasların yanı sıra Londra'da üretilmiş bir saatin bulunduğu bu hançer, Sultan I. Mahmud tarafından Nadir Şah'a hediye edilmek üzere yaptırılır. Ancak Şah'ın ölümü nedeniyle Topkapı Sarayı'nın hazinesine iade edilir. Hançerin kabzası üzerinde 3-4 mm'lik üç zümrüt taş ve yine kabzanın en üst kısmındaki kapak üzerinde tek parça bir zümrüt taş bulunuyor. Kapaktaki zümrüt etrafında kesilmiş mücevherler, içinde ise bir saatin olduğu Hançer'in kını altın kaplama üzerine elmaslarla süslenmiş. Dünyanın en değerli hançeri olarak kabul ediliyor.
Amisos Hazinesi
1995 yılında yol genişletme çalışmaları sırasında, Amisos Antik Kenti'nde kayaya oyularak yapılmış mezar odasında bulunan eserler. Üzerlerindeki işlemecilik ve detayların çok iyi betimlendiği eserler, mezar odasında bir erkek, iki kadın bireyle birlikte gömülmüş olarak bulundu. Erkek bireyin başındaki taç vardı. Mezarda bulunan ince işlenmiş çok sayıda toprak, cam, metal ve mermer eserler MÖ 4. yüzyıla tarihleniyor.
Teşup Heykeli
Amasya'da bir köylü tarafından bulunup başka birine bir paket sigara karşılığında satılmasının ardından polis tarafından ele geçirilip müzeye kaldırılan Hititler'in baş tanrısı Teşup heykelciği. 21 cm uzunluğunda ve yaklaşık 1,3 kilogram ağırlığındaki bronz döküm tekniğiyle yapılmış heykelciğin MÖ 1300'lü yıllara ait olduğu düşünülüyor.
Kaplumbağa Terbiyecisi Tablosu
Osman Hamdi Bey tarafından 1906 yılında yapılmış tablodaki sahnede yerdeki yeşillikleri yemekte olan kaplumbağaları düşünceli bir tavırla izleyen Doğulu giysiler içinde bir erkek figürü görülüyor. Elinde bir ney tutmakta, sırtında nakkare veya kudüm cinsinden bir vurmalı çalgı durmakta. Önünde durduğu pencerenin üstünde yer alan sivri kemerli alınlıkta "Şifa'al-kulûp lika'al Mahbub" yani "Kalplerin şifası, Sevgiliyle (Hz. Muhammed) buluşmaktır" yazılı. Mekân olarak, sanatçının resimlerinde sıkça karşımıza çıkan Bursa Yeşil Cami'nin üst kat odası kullanılmış, figür için pek çok resminde olduğu gibi Osman Hamdi'nin kendisi modellik...
Kibele Heykeli
Ordu'da, Kurul Kalesi ve yerleşmesinde bulunan 2100 yıllık Ana Tanrıça Kibele heykeli. Yaklaşık 200 kilogram ağırlığında, 110 santimetre boyunda, tahtında oturur şekilde betimlenmiş. Heykel, Kurul Kalesi'ni istila eden Romalı askerlerin işgali sırasında giriş kapısındaki duvarların yıkılmasıyla yerinde kalmış. Heykelin 6. Mithridat dönemine ve Helenistik Pontus Krallığı'na ait olduğunu düşünülüyor. Bulunan heykelin Türkiye'de yerinde bulunan ilk mermer heykel olduğunu belirtiliyor.
Totem Direği
Göbeklitepe'de bulunan totem direği. Direkte birbirinin üzerinde duran üç ana motif bulunuyor. En üstteki motif bir yırtıcı, muhtemelen bir ayı ya da büyük bir kedigili betimliyor. Başın ön kısmı o dönemde tahrip edilmiş ve kırılan yüzeyi ince bir kireçtaşı ile kaplanmış. Başın altında kısa boyun, kollar ve eller görünüyor. İnsan benzeri şekilleri dikkat çekici.
Gordion Ahşap Masa
MM Tümülüsü, Midas Tümülüsü olarak bilinmesine rağmen, muhtemelen Midas'ın babası olan Gordias'a aittir. Mezar 1950'lerdeki kazılarda el değmemiş halde bulunduğunda, içinde çok sayıda ahşap eşya da ele geçirilmiştir. Burada gördüğünüz ahşap masa, Frig ahşap işçiliğinin önemli örneklerinden biri.
Filozoflar Mozaiği
Mozaiğin çevresindeki bordürde, dönemin ünlü filozofları, şairleri, yazarları, devlet adamları, hatipleri ve matematikçileri resmedilmiş. Burada; Solon, Thucydides, Lycurgos, Herodotos, Hesiodos ve Demosthenes'in portreleri bulunurken mozaiğin tam ortasında ise Homeros'un ismi geçiyor.
Emziren Kadın Heykeli
Tunç, Horoztepe. MÖ. 3. Binin Sonu. Döküm tekniğinde yapılmıştır. Sol göğsünü emziren kadın, çocuğunu bacaklarının arasından geçirdiği sağ eli ile tutmakta sol eliyle çocuğun başını göğsüne bastırmaktadır. Ana tanrıçanın bu çağdaki betimlerini oluşturan şematik kadın heykelciklerinin değerli maden, taşlar ve pişmiş topraktan örnekleri var. Bunların büyük çoğunluğu mezarlarda bulundu.
Avlanan Artemis Heykeli
Perge Antik Kenti. MS 2. yüzyıl. Antik Yunan orijinalinin Roma Dönemi kopyası. Artemis, antik Yunan mitolojisinde doğanın tanrıçasıydı. Zeus ve Leto'nun kızı ve Apollon'un kardeşiydi
Medusa Mozaiği
Medusa Mozaiği. Roma Dönemi, MS 3. yüzyıl. İzmir. Pergamon Akropolü'ndeki bir mimari yapının tabanında bulundu.
Uluburun Batığı
Uluburun Batığı, 3.300 yıl önce Antalya'nın Kaş ilçesinin 8 kilometre açığında batmış olan bir ticaret gemisiydi. Tunç Çağı'na ait dünyanın en eski deniz ticaret gemisi batığı olduğu kabul edilen 15 metre uzunluğundaki bu gemi, 1982'de denizin yaklaşık 50 metre derinliğinde tesadüfen bulundu. Geminin iskeleti oldukça iyi durumdaydı, 20 ton civarındaki kargosu yaklaşık 18.000 parçadan oluşmaktaydı. Geminin kargosundaki ham maddelerin ve diğer değerli ürünlerin, büyük olasılıkla bir veya daha fazla kral sarayı için gönderildiği sanılıyor. Dünyanın bilinen en eski batığı olma özelliğini taşıyor ve müzede batığın birebir replikası...
Yılanlı Sütuna Ait Baş
Sultanahmet meydanında Hipodrom'dan kalan, birbirine dolanmış üç piton yılanının tasvir edildiği bronzdan yapılmış bir Antik Yunan anıtının parçası. Günümüzde bu sütuna ait yılan kafalarından ikisi kayıp, üçüncüsü ise İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde sergileniyor. Yılanlı Sütun, İstanbul'un Klasik döneminden günümüze kadar ulaşmış en eski büyük boyutlu anıtlarından biri. MÖ 479 yılında Pers ordusu karşısında birleşen Yunan kent devletlerinin kazandığı zafer anısına yapılan anıt, önce Delfi'deki Apollo mabedine dikilmişti. Daha sonra 324 yılında İmparator Konstantin tarafından İstanbul'a getirildi. Yunanlıların...
Polyksena Lahdi
kaçak kazı ihbarı üzerine, Çanakkale Müzesi'nin Kızöldün Tümülüsü'nde yaptığı kurtarma kazıları sonucunda açığa çıkarıldı. Prokonnesos mermerinden yapılmış olan lahit, 3.32 m uzunluğunda, 1. 60 m genişliğinde ve 1. 78 m yüksekliğinde. Dört cephesinde, kabartma olarak yapılmış figürlü sahneler bulunuyor. Uzun kenarlarından birinde, Troia kralı Priamos ile kraliçe Hekabe'nin küçük kızları olan Polyksena'nın kurban edilmesi olayı betimlendiği için eser, "Polyksena Lahdi" adıyla anılıyor.
Göl Kenarı
Hoca Ali Rıza, yıllarca Avrupa'yı görmeden, askeri okulda öğretmenlik yaparak öğrencileri için baskılar üreten bir ressam. Eserlerini, öğrencilerine göstermek ve onlara resim öğretmek için yapıyor. Sanatçı, geleneksel resimlerine Batılı bir tarz katıyor ve bu resmin önemi de buradan geliyor. Hoca Ali Rıza, Türk resminde manzara resmi yapan ilk ressam değildir ama saray bahçelerinden çıkıp bir empresyonist gibi kırlarda ve sahillerde resim yapan ilk Türk ressamıdır. Ayrıntılara gösterdiği özen ve renk bilgisi onun üslubunu farklı kılan noktalardır. Resimde şiirsel bir üslup vardır. Bu resimde olduğu gibi tüm manzara resimlerinde maviler...
Narlar ve Ayvalar
Geometrik açıdan sepetteki ayva ve narların dizilişi, birbirleriyle oluşturduğu kompozisyon resmin en dikkat çekici özelliğidir. Ayrıca, resmin gerçekçi duruşu, renklerin birbiriyle uyumunda önemlidir. Şeker Ahmet Paşa'nın resimlerindeki renk zenginliği, doğadaki gerçekliği verme kaygısı, onu doğa lirizmi diyebileceğimiz bir üsluba yaklaştırdı. Paris'te Louvre Müzesi'ne hayatta iken resmi kabul edilen ilk Türk ressamıdır. Resimlerinde değişik bir perspektif anlayışı vardır. Daha çok natürmort resimleri ile bilinir.
Kaplumbağa Terbiyecisi
aplumbağa Terbiyecisi'nin 1906 ve 1907 olmak üzere iki farklı versiyonu vardır. Bu yazıda gördüğünüz 1906 versiyonudur. İki versiyon arasındaki temel fark, 1906 versiyonunda 5, 1907 versiyonunda 6 kaplumbağa olmasıdır. Osman Hamdi Bey'in bu tablosu, özellikle ilham kaynağına dair net bilgilerin olmadığı dönemde, geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun hâlini anlattığı şeklinde yorumlanmıştır. Kaplumbağaların esin kaynağının, Lale Devrindeki Sadabad eğlenceleri sırasında, hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar olduğu öne sürülmüştür. Bu yoruma göre, Sanay-i...
Üsküdar
Ressam Roben Efendi'den de resim dersleri alan Çallı, Şeker Ahmet Paşa'nın önerisi üzerine 1906 yılında şimdiki adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan dönemin Sanayi-i Nefise Mektebi'ne girdi. Altı yıllık okulu üç yılda bitirdi. Türk resminde, İbrahim Çallı ve arkadaşları, "1914 Kuşağı Türk Ressamları", "Türk İzlenimcileri" ve "Çallı Kuşağı" olarak anılırlar. Çallı, resim alanında batı anlayışına yönelik bir sürece girilmesinde önemli itici güçlerden birisi olmuştur. Çalışmalarının tümünde gözlemlenen izlenimci anlayış, Avrupa'nın resim uygulamalarında görülen izlenimcilik akımının kurallarını sıkı sıkıya...
Sara
Mahmut Cûda'nın az sayıda nü çalışmasından biri olan resme, pembe elbise giydirmesinin öyküsü ilginçtir. 1929 yılında yaptığı üç nü tablodan birine giydirdiği pembe volanlı elbise, 1931'de evlendiği eşi Nazıma Hanım'ın Akademi Balosu'nda giydiği elbisedir. Cûda, çok sevdiği eşiyle ilk karşılaşmasında üzerinde gördüğü bu elbiseyi nü tablosunun üzerine giydirir. Peki nü tablosunu yaptığı Sara kim? O dönemde, Akademi'de çalışan modellerden biri. Aslında ressamın natürmortları çokça bilinse de, bu tablosu çok etkileyici.
Üç Güzeller
Nuri İyem, mahur, güzel, çekingen, melankolik, utangaç kadınlarla bizi sarmalar. Bu kadın yüzleri, hem çocukken kaybettiği ablasının hayali imgesi hem de zamanı aşan ikonik bir sembol olarak Nuri İyem sanatının önemli bir örneğidir. Üç Güzeller teması, Yunan ve Roma mitolojisinde karşımıza çıkar. Bu üç tanrıça, neşe, görkem, övünç adlarıyla güzellik, doğa, cazibe, yaratıcılık ve doğurganlığı temsil eder. İyem'in de Anadolu kadınına övgü dolu gözlerle baktığı bellidir bu resmiyle.
Caz Orkestrası
Kendi hayatı her ne kadar acı, hüzün, hastalık, alkol gibi zorluklarla dolu olsa da bütün yapıtlarında yaşama sevinci hakimdir. Resimde, Fikret Mualla coşkulu bir müzikal ortamı yakalamayı başarmıştır. Desen ve gözlem ustası Mualla, Paris'te Henry Matisse'nin renk kullanımından etkilendi, dışavurumcu akımın etkisi altına girdi. Öznelliğe ağırlık verip gerçekliğe bağlı kalmamak. Renkli kağıtlar üzerine guaj ile yaptığı resimler onun imzasıdır adeta. Cazcıları resmettiği çok sayıda resmi vardır. Neticede bir ressamın bir dönemi, bir kenti, bir tarzı nasıl belleklerde iz bırakacak şekilde işleyebileceğini gösteren ilginç...
Otoportre
Hale Asaf, kısacık yaşamında bir taraftan hastalıklarla mücadele etmiş, bir taraftan resim tutkusuyla Avrupa – İstanbul arasında mekik dokumuş önemli bir kadın ressamdı. Asaf, aynı zamanda ilk Türk kadın ressamlardan Mihri Müşvik'in yeğeniydi. Bu portre, Paris'teki hocası Andre Lhote'nin ona kazandırdıklarıyla kübizm etkisinde yaptığı otoportredir. Tekniğinin güzelliği kadar, kendini bir Türk kadını olarak tasviri de çok önemlidir. Kadınsı yönlerini geride bırakmış, ayağı sağlam basan, kendinden emin genç Türk kadınlarını bu otoportre vesilesiyle yansıtmıştır.
Uzun Yürüyüş
Abidin Dino, sanatın her dalında gösterdiği çalışmalarla çağdaş kültürün gelişmesinde çok çaba harcamış bir sanatçıdır. Dino, aslında hayatı boyunca çizdiği, bir nevi kartvizit işlevi gören el ve parmak çizimleriyle bilinir. Picasso'nun deyimiyle en düzgün el ve parmak çizen iki kişiden biridir.
Mihrap
Osman Hamdi Bey Osmanlı arkeolog, müzeci, ressam ve Kadıköy'ün ilk belediye başkanı. Mihrap (Tekvin veya Yaradılış), Osman Hamdi Bey'in 1901 yılında yaptığı tartışma yaratmış tablo. Son olarak Demirbank'ın arşivlerinde kayıtlı görünen tablo, kayıptır. Osman Hamdi'nin eserleri hakkında araştırma yapan sanat tarihçisi Mustafa Cezar, Hamdi Bey'in esere ne ad taktığı o sırada tespit edilmemiş olduğundan tabloya Mihrap ismini vermiştir.
Göksu Sefası
Asker ressamlardandır ve bir hayli üretkendir. İstanbul'un çeşitli yerlerini belgeler nitelikte resimler yapmıştır.
Üsküdar'dan
Hüseyin Zekai Paşa, Avrupa'da resim öğrenimi görmemesine karşın, orada öğrenim görmüş ressamların yapıtlarını inceleyerek Batılı bir anlayışla eserler verdi.
Haremde Beethoven
Osmanlı hanedanının tek ressam üyesidir ve döneminin önemli Türk ressamları arasında yer almıştır. Abdülmecid Efendi'nin "son halife" olduğunu hatırlatmakta fayda var...
Ormanda Karacalar
Halid Naci, Sultan Abdülhamit tarafından, Paris'e, Sevres Porselen Fabrikası'na gönderilmiştir. Orada dekor üzerine eğitim gören Halid Naci, döndükten sonra Yıldız Çini Fabrikası'nın baş ressamlığına getirilmiştir. Porselenler üzerine manzara resimleri yapmıştır. O dönemde yapılan birçok porselen dekorları Halid Naci imzasını taşımaktadır.
Anadolu'da Köylüler
1914 Kuşağı'nın asker temsilcisi olan Sami Yetik, Türk resim sanatı içinde önemli bir yere sahiptir. Sanatçı uzun yıllar cephelerde kalması nedeniyle askerlik ve kahramanlıkla ilgili resimler yapmıştır. Fakat yaşamının son yıllarında natürmorta ve portreye yönelmiştir.
Sokak Manzarası
Empresyonizmi en üst seviyede temsil eden ressamın bu eseri başyapıtları arasında gösteriliyor. Resimde İstanbul insanının bu doğal ve kentsel ortam içinde akıp giden yaşamını ele almıştır. Sanatçı, tipik tarzı olan değişken ışık anlayışını bu resmine de aktarmış.
Feyhaman Duran
Türk resim sanatında portre sanatının ilk ve en önemli temsilcisidir. İzlenimci bir anlayışı yansıtan eserlerinde renk ve desen uyumu dikkat çekicidir. Portresini yaptığı Celaleddin Arif Bey, son Osmanlı Meclis Başkanı'dır.
Sedirde Uzanan Kadın
Daha çok nü tablolarıyla tanınan Namık İsmail bu yapıtında Batılı kıyafetler giyen seçkin bir Osmanlı kadınını tasvir etmiştir. Kitaplık ise, eğitimli üst tabakaya mensup kadını simgeler.
İstanbul Boğazı
Uzun yıllar okullarda resim öğretmeni olarak çalışmıştır. Resimlerinde izlenimci bir tarzı benimseyerek figür, natürmort ve manzara resimleri yapmıştır. Karagöz ve Hacivat konulu araştırmalar gerçekleştirmiş ve eserler de vermiştir.
Ütücü Kadın
Türkiye' de geometrik-figüratif yapımcılığın (konstruktivizim) ilk temsilcilerinden biridir. Eserlerinde kübizm etkilenmeleri de mevcuttur.
Tophane
Çok yönlü sanatçı kişiliğiyle Bedri Rahmi Eyüboğlu, edebiyatta ve görsel sanatların farklı alanlarında pek çok yapıt bıraktı. Bu eserinde sanatçı, Avrupa kültürünü takip eden, İstanbul'da modernizmin simgesi olmayı amaç edinen kalabalığı, sanata yakınlığı, gece yaşamı, kahve kültürüyle 1900-1950 arasında önemli bir merkez olan Tophane'yi tasvir etmektedir.
Atlı
Sanatçı, daha öğrencilik yıllarında İstanbul'un sanat çevrelerine giren Arbaş, İbrahim Safi, Naci Kalmukoğlugibi sanatçılarla tanışıp onların atölyelerinde çalıştı. Akademi`nin, "Cours de soir" denilen kayıtlı öğrenci olmayan yetenekli gençlere çalışma ortamı ve model sağlayan gece kurslarına gitmeye başladı ve 1937'de Galatasaray Lisesi'nden ayrılıp Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmeye karar verdi. Önce Çallı atölyesinde, daha sonra da "Resmin kuralları olduğunu ondan öğrendim" diyeceği Leopold Levy`nin atölyesinde çalışmaya başladı. Daha sonra da Fransız hükumetinin bursuyla Paris'te eğitim aldı.
Harman
95 yaşındaki üstad ressam Balaban, Anadolu insanının yaşamından ve halk efsanelerinden yola çıkarak toplumsal gerçekçi yapıtlar üretti.
Mavi Senfoni
Burhan Doğançay, 11 Eylül 1929 tarihinde İstanbul'da doğmuştur. İlk sanat eğitimini, ressam babası Adil Doğançay ve diğer bir ressam Arif Kaptan'dan almıştır. 1950 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra; 1950 ile 1955 yılları arasında Fransa'daki Académie de la Grande Chaumière'de sanat kurslarına katılmış ve 1953 yılında Paris Üniversitesi'nde iktisat konusunda doktora yapmıştır. Bu dönemde, resim çalışmalarına devam etmiş ve eserlerini birkaç karma sergide sunmuştur. Daha sonra; 1970'li yıllarda fotoğrafçılığa başlamış ve dünya çapındaki bütün şehir duvarlarını çekmeye...
İletişim
Ücretsiz
08.00 - 20.00